(Haber için resim üzerine tıklayınız)
(Haber için resim üzerine tıklayınız)
( Haber için Köşe Yazısı üzerine tıklayınız )
İsmet İnönü, 48 yılını geçireceği Pembe Köşk'ü 10 Eylül 1923 tarihinde bir bağ evi olarak evin eski sahibi Mehmet Uzunzade'den satın alıp, 1925 yılında ailesiyle birlikte taşındı ve 1973 yılına kadar burada yaşadı.
Ankara'nın en eski evlerinden biri olan Pembe Köşk, Ankara Başkent olduktan sonra, sosyal ve kültürel hayatımızdaki "ilk"lerin birçoğuna sahne oldu.
Atatürk'ün başkanlığını yaptığı toplantılar, devrim çalışmaları burada yaşandı.
22 Şubat 1927'de Ankara'nın ilk balosu burada verildi. İlk konserler, ilk sergiler, ilk ilmi toplantılar, satranç ve bilardo, ata binme, mania atlama yarışmaları bu evde, bu bahçede düzenlendi. Ankara'nın iklimine uygun çiçek ve ağaçların, çamların yetiştirilme deneyleri bu bahçede yapıldı.
Yapılanların hepsi İsmet Paşa'nın özel merakları içine giren konulardı.
Güzel sanatlara, resme ve heykele çok sesli musikiye çok düşkündü. Genç yaşlarında viyolonsel dersleri almaya başlamıştı. Devlet Konservatuvarlarının kurulmasına, gelişmesine önem vermişti. Hiçbir konser, tiyatro, opera, sergi kaçırmak istemezdi. Spora, ata binmeye düşkündü. Tarımla ilgiliydi. Ağaçları, özellikle çamları tanımakta ustaydı. Okumaya meraklıydı. 8000 kitaplık kütüphanesi vardı.
Pembe Köşk'ün öncülük ettiği alanlardan birisi, en önemlisi ise, burada geleneklerine bağlı, çapdaş bir Türk ailesinin yaşamıydı, sergilenen aile mutluluğu idi.
İsmet Paşa eşi Mevhibe Hanım ile 1916 yılında İstanbul'da evlendi. Araya çeşitli harpler girince senelerce ayrı yaşadılar, zor günler gördüler. Ancak 1925'ten sonra Pembe Köşk mutluluklarının, ailelerinin yuvası oldu. Hayatta olan en büyük oğulları Ömer İzmir'de, ikinci oğulları Erdal ve kızları Özden bu evde doğdu.
Örnek çağdaş bir Türk kadını olan Bayan Mevhibe İnönü bu evde ilk olarak latin alfabesini kullandı, uygar elbiseler giymeye başladı, kadın haklarını savundu ve bütün geleneklerine bağlı kalarak eşinin yanında yer aldı.
Yemek odası bu evin en ilgi çeken ve en çok kullanılan kısmı idi. Yapılmasında ve döşenmesinde Atatürk'ün çok emeği geçmişti.
Atatürk'ün şöyle bir alışkanlığı vardı: Akşamları arkadaşına telefon eder ve Pembe Köşk'e gelmek istediğini söylerdi. Bazen 10, bazen 20 kişi ile beraber. Fakat evde bu kadar konuk için yemek olup olmadığını sormayı hiç ihmal etmezdi. Var ise mesele yoktu, yoksa, kendi getirirdi.
Bu salonda, bu masanın etrafında Atatürk arkadaşlarıyla toplanmış ve dönemin birçok sorunu burada tartışılmış ve çözülmüştür. (Metin : İnönü Vakfı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder